Türk milliyetçiliği, Türk düşünce hayatında yer almaya başladığı günden bu yana aydınların, bilim insanlarının ve büyük edebiyatçıların başını çektiği bir kadro hareketi olmuş ve bu kadronun öncülük ettiği milletimiz, Kurtuluş Savaşı’nda bir varoluş mücadelesi vererek cumhuriyetle küllerinden tekrar doğmuştur.
Günümüzde Türk Milliyetçiliği, geçmişte olduğu gibi felsefe, ilim, kültür ve sanat gibi alanlarda cemiyetin en önde gelen isimlerini yetiştireceği yerde ne yazık ki gündelik siyasetin dar çerçevesine sıkışıp Türkiye’yi ve Türk Dünyası’nı içinde bulundukları sıkıntılardan kurtaracak niteliklerden gittikçe uzaklaşan bir hâl almıştır. Maalesef bu hal iktisattan diplomasiye, kültür ve sanattan eğitime politika geliştirilememesine sebep olmuştur. Bu politikasızlığın yalnızca reaksiyoner tepkilere hapsettiği Türk milliyetçiliğinin millî ve manevî değerlerimize, toplumsal adalete bekçilik yapması ve yeni değerler üretebilmesi için entelektüel anlamda gelişmesi ve fikrî darboğazından kurtulması elzemdir.
Türk milliyetçiliğinin Türklüğün en dar zamanlarında bir kurtuluş reçetesi, diğer zamanlarda ise yapılacak atılımların hazırlayıcısı olduğuna inanan ve gördüğü aksaklıkları kabullenmek yerine düzeltmeyi kendisine vazife edinen Türk milliyetçilerinin yalnızca vatanı değil kendilerini de düştükleri fikrî darboğazdan kurtaracak yegâne kuvvet olduğunun bilincindeyiz. Bu kurtuluş çabasının da genel algıda olduğu gibi tıkanmış gündelik siyasette değil, sivil toplum faaliyetlerinde karşılık bulacağına inanıyoruz.
Tabutluklardan ve idam sehpalarından geçmiş olan Türk milliyetçileri, bu darboğazı Kırım’ın işgalinden, Kaşgar’ın esaretinden, Tebriz’deki tribünlerden ve Türkmeneli’ndeki mücadeleden edindiği tecrübeleri, hissiyât zemininden akılcı politikalar üretebilecek fikirlere çevirebildiği nispette bertaraf edebilecektir. Fikirlerin ve politikaların üretildiği bu süreçte en büyük rehber Türklüğün kurmuş ve yüzyıllar boyunca yaşatmış olduğu medeniyetimiz olacaktır. Bu fikrî mücadelenin doğru bir şekilde verilebilmesi için uygun bir ortam tahsis etme görevi de biz Türk milliyetçilerindedir.
Mevzubahis ortamı en verimli şekilde oluşturabilmek ve değerlendirebilmek, bugün ülkemizde ve dünyada yükselen milliyetçilik rüzgârını en doğru şekilde yönlendirebilmek adına; bilim, kültür, sanat alanlarında kendimizi geliştirip ifade edebilmemizi sağlayacak bir oluşumu, İfade Fikir Platformu’nu kurduğumuzu kamuoyuna ilan ederiz. Bu platform çatısı altında fikirlerin hür bir şekilde ifade edilebildiği bir ortam yaratıp kültürel çalışmalarla Türk milletine hizmet etme derdindeyiz. Bu hedef doğrultusunda mevzubahis sorunlara ışık tutmak, Türk’ün dilinin, fikrinin ve işinin bir olması için verilen mücadeleye bir cephe daha açmak niyetindeyiz.
İnancımızı, bu çetin mücadeleye gönül veren her ferdin gayretinden ve heyecanından, Türklüğün şan ve şerefle dolu tarihinden, Türk milliyetçilerinin entelektüel birikiminden alıyoruz.
Biliyoruz ki fikirler ifade edildikçe payidar kalacaktır.